73 Yaşındaki Arşimet, 2200 Yıl Önce Koca Roma Ordusunu Nasıl ‘Tek Başına’ Yendi?
6 min readArşimet denildiği zaman hemen herkesin aklında canlanan imge az çok aynı oluyor: Hamamdan fırlamış ve “Evreka! Evreka!” diye bağıran yarı çıplak, muhtemelen saçları ıslak bir adam. Gerçekte ise Arşimet bundan çok daha fazlasıydı.
Mekanik biliminin çok bilinmediği, çoğu matematiksel yaklaşımın ancak teoride olduğu bir dönemde yaşayan Arşimet, yaşadığı şehrin Roma saldırısına uğraması üzerine orduya destek vermek üzere çağrıldı. Arşimet’in çalışmaları Roma ordusunun başını çok ağrıtacaktı.
Tam olarak kim bu Arşimet?
Milattan önce 287 yılında Sicilya’nın güneyindeki Siraküza’da doğan Arşimet, bugün bile kullanımı devam eden bazı icatları ve geliştirdiği teorileri ile biliniyor. Antik dünyanın bu dikkat çekici dahisi hakkında az bilinen şeylerden biri ise Roma ordusunun canını ciddi şekilde yakacak bir askeri savunma dehası olduğu.
Matematik, fizik, mekanik gibi pek çok alanda çalışmaları olan Arşimet, suyun kaldırma kuvvetini de keşfeden isim olarak anılıyor. Altın bir tacın gerçekten saf altından yapılıp yapılmadığını anlaması istenen Arşimet, bugün okullarda gördüğümüz bir kaptan taşan su ile hacim hesaplama yöntemini geliştiren isim.
Hayatı boyunca pek çok önemli çalışmaya imza atan bu bilim insanının dönüp dolaşıp geldiği yer ise yine kendi anavatanı oldu. Hakkında çok fazla şey bilmediğimiz Arşimet, 70’li yaşlarında bile zekasının keskinliği ile herkesi kendine hayran bırakacaktı.
Ne demek biz Kartaca’yı tutuyoruz?
Arşimet’in hayatı, Roma İmparatorluğu’nun palazlanmaya başladığı döneme denk gelir. Bu dönemde, her ne kadar artık lejyonlar kurulmuş, Roma ordusu kendisini kanıtlamış olsa da tek süper güç değildi. Karşılarında güçlü Hannibal’ın komutasındaki Kartaca ordusu vardı.
Hannibal, fillerinin yardımıyla Alpleri aşmayı başarmış ve İtalya ana karasında ortalığı kasıp kavurmaya başlamıştı. Bu dönemde Sirakuza’nın yöneticileri, çok özet olarak geçmek gerekirse bir kumar oynamış ve Kartaca’dan yana saf tutmuştu. Bu yüzden de Roma, diğer irili ufaklı şehir devletlerine bir mesaj vermek için Sirakuza’yı ibretlik bir şekilde haritadan silmeye karar verdi.
Hem karada hem de denizde muazzam bir güç olan Roma için Sirakuza oldukça önemli bir hedefti. Yakın olması sayesinde Roma’nın lojistik sorunu da olmayacaktı. Marcus Claudius Marcellus komutasındaki ordu, zaferden emin bir şekilde yola çıkarken, 73 yaşındaki bir adamı hesaba katmayı unutmuştu.
Yaşadığı şehre Roma’yı yaklaştırmayan adam
Arşimet her ne kadar aklı bir karış havada, sürekli teoriler düşünen ve bazı şekillerle oynayan bir adam olarak görülse de sahip olduğu bilgiyi pratiğe dökmekte de oldukça usta bir isimdi. Kaldıraç yöntemini mükemmelleştiren bilim insanı, önce şehri koruyan dev mancınıklara el attı ve bu makinelerin 45 derecelik açıyla atış yapmasını sağladı. Zira eğik atış konusundan bildiğimiz üzere bir cismi en uzağa atabilmek için 45 derecelik açıyla atmamız gerekir. Ayrıca bu dev mancınıkların saldırılarından kaçabilecek gemileri avlamak için daha ufak makineler de yaptırdı.
Arşimet, Romalıları yalnızca mancınıklarla kıyılardan uzak tutmuyordu. Söylentilere göre kullandığı bir diğer silahı ise içbükey aynalardı. Bu aynalarla Güneş’ten gelen ışınları uzaklardaki Roma gemilerine yönlendiriyordu. Sonuç olarak, Akdeniz’de ilerlemek için dev yelkenler kullanan ahşap gemiler alev alıyordu. Yine de böyle bir yöntem kullanıp kullanmadığı tartışmalıdır.
Senin gemilerine karşı benim vinçlerim
Bir şekilde yanmaktan kurtulan ya da mancınıklar tarafından yok edilmeyen gemiler için de sorunlar sona ermiyordu. “Bana bir dayanak noktası verin, Dünya’yı yerinden oynatayım” sözü çok meşhur olan Arşimet, kaldıraç mantığından faydalandığı dev vinçler kurmuştu. Demir pençe ya da Arşimet’in pençesi olarak bilinen bu mekanizma oldukça korkutucuydu.
Arşimet’in geliştirdiği bu mekanizma, vincin ucunda yer alan kancaya sahipti. Özellikle deniz kıyısındaki surları korumak için tercih ediliyordu. Bu kanca ile şehre yaklaşan gemiler yakalanıyor, ya kısmen sudan çıkarılarak devriliyor ya da tamamen parçalanıyordu. Bir diğer pençe versiyonu da doğrudan gemilerin pruvasına uzanıp parçalamayı amaçlıyordu.
Yanlışlıkla psikolojik savaşı öğrenmek
Arşimet aslında bu askeri mücadeleye gönülsüz bir şekilde girmişti. Yaşadığı dönemden kalan bilgilere göre bilim insanının politik tartışmalara dair hiçbir ilgisi bulunmuyordu. Sadece şehri korumak için görevi kabul etmişti.
Romalı askerler arasında artık Arşimet bir korku unsuru haline gelmişti. Şehrin duvarlarından herhangi bir halat sarkıtıldığında veya bir yerlerde doğal durmayan bir direk belirdiğinde Roma askerleri hemen geri çekiliyordu.
Sirakuza ve Arşimet en sonunda düştü
Savaş ve kuşatma yaklaşık 2 yıl sürdü. Bir dini kutlama nedeniyle şehirdeki askeri kuvvetler savaşa hazır değildi. Dahası, Roma ajanları bu durumu Marcellius’a bildirmeyi başarmıştı. Kutlama esnasında yapılan saldırı sonunda şehir Roma ordusunun eline geçti.
Aslında Romalı general, Arşimet’e büyük saygı duyuyor ve önemli bir mühendis olarak görüyordu. Bu nedenle de canlı olarak getirilmesini istedi. Dahiyi bulmakla görevlendirilen asker, Arşimet’i yere yuvarlaklar çizip bir teori üzerinde çalışırken buldu. Arşimet askere önce soruyu çözmesi gerektiğini söyledi.
Asker ise oldukça ısrarcıydı. En sonunda da Arşimet’i öldürdü. Hikayenin anlatılan diğer versiyonlarında ise askerlerin, Arşimet’in matematik aletlerini silah sandığı söylenir. Marcellus bu ölüme çok üzülmüş, bu büyük dehanın ailesinden özür dilemiş ve saygın bir cenaze düzenlenmesini söylemişti.
Böylece Arşimet, Romalı askerlerin elinde can vermiş oldu. Geriye ise bugün bile kullanılan icatları, meşhur sözleri ve bilgiyle orduları durdurduğu bu epik hikayesi kaldı.
Kaynak: www.webtekno.com
URL: https://www.webtekno.com/arsimet-roma-savunmasi-h110531.html