Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kısmi kapanma uygulamasına geçiyoruz
20 min readCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının satır başları şöyle;
Milletimizin ve tüm İslam aleminin bugün ilk orucunu tuttuğumuz ve ilk iftarını yapacağımız Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum. Müslümanlar olarak bu ayın her gününü ibadet ve arınma dışında yardımlaşma fırsatına dönüştüreceğimize gönülden inanıyorum. Dünyanın neresinde bir kalbi buruk, gözü yaşlı, yüreği yaralı, sıkıntı içinde bir masum, bir mağdur, bir garip varsa hepsinin de ramazan ayı hürmetine felaha, kurtuluşa, selamete kavuşması için dua ediyoruz.
“Türk Konseyi’ne katılmak isteyen fazla sayıda ülke yer alıyor”
Son Kabine toplantımızdan bu yana diğer çalışmalarımızın bunun yanında ülkemiz yönünden mühim bir dizi ülkeler arası toplantılara katıldık. Önceki hafta Türk Konseyi devlet başkanları ile çevrim içi gerçekleştirdiğimiz zirvede, sağlıktan ticarete geniş bir yelpazede iş birliğini ilerletmenin yollarını aradık. Tam ve gözlemci üyelerinin bunun yanında Türk Konseyine katılmak isteyen fazla sayıda ülke yer alıyor. Artık bu oluşumu ülkeler arası bir örgüt haline getirmemizin zamanının geldiğini göze çarpıyor. Konsey, bünyesinde kurulan çok sayıda yapı ile üzerinde çalışılan vizyon belgesi çok daha kuvvetli bir kurumsallaşma gereksinimini ortaya koyuyor. Bu hususta diğer devlet başkanlarıyla da mutabık olduğumuzu tatminiyetle müşahede ediyoruz. İnşallah salgın şartlarının el vermesi halinde kasım ayında Türkiye’de ev sahipliği yapmayı planladığımız 8. Olağan Zirve’de bu doğrultuda somut adımları atacağız. İstanbul’da prestijli bir tarihi binayı, konseyin ve ileride kurulacak yapının yönetim gereksinimlerini karşılamak için bir araya getirdik.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen’i ağırlayarak, gündemdeki konuları enine boyuna konuştuk. Gümrük Birliği’nden vize serbestisine, Doğu Akdeniz’den Ege ve Kıbrıs’a, 18 Mart Mutabakatı’ndan güncel gelişmelere kadar çok geniş bir yelpazeye yayılan bu görüşmenin, ilişkiler yönünden yeni bir dönüm noktası teşkil etmesini bekliyoruz.
“Bu ortak konu başlıklarının bunun yanında muhataplarımızın gündeme getirdiği hususlarla alakalı de kendilerini geniş bir şekildeca bilgilendirdik. Hep dile getirdiğimiz gibi Türkiye, AB ile ilişkilerinde daima içten ve şeffaf olmuştur. En başından beri AB’ye tam üyelik için gerekli şartları karşılayacak adımları birer birer attık. Demokratik ve ekonomik kriterler yönünden bizden sonra başvurduğu halde hızla birliğe üye yapılan ülkelerin çok önünde olduğumuz bir gerçektir. En son 18 Mart Mutabakatı çerçevesinde üzerimize düşenleri bi hayli fazla yerine getirerek, Avrupa’nın ciddi siyasi ve ekonomik krizlere yol açacak bir düzensiz göç akınına uğramasının önüne geçtik. Avrupa ülkelerinde salgın sürecinde yaşanan toplumsal kargaşalar karşısında verilen demokrasiye ve hukuk devleti ilkelerine aykırı tepkiler, Türkiye’ye yönelik çifte standardı bir kez daha gözler önüne sermiştir.
“Biz hala Avrupa Birliği tam üyelik hedefine ve taahhütlerimize bağlıyız”
Terörle mücadele başta olmak üzere, Avrupa ile mukayese edilemeyecek birden fazla tehditle yüz yüze bulunan Türkiye’ye yöneltilen ithamların, ilkesel temelinin olmadığını her fırsatta muhataplara anlattık. Biz hala Avrupa Birliği tam üyelik hedefine ve taahhütlerimize bağlıyız. AB’den tek talebimiz kullanıcı hesabı kabul gören diğer ülkelerle aynı süreçlere ve uygulamalara tabi tutulmamızdır. Bir kez daha altını çizerek tekrar etmek istiyorum. Türkiye’nin demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, ekonomide güven ve istikrar gibi hususlardaki gayretleri ilk kez kendi vatandaşlarının hak, özgürlük ve refah düzeysini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu süreci AB ile birlikte yürütürsek çok daha tatmin kalırız. Aksi takdirde biz kendi vatandaşlarımız için en iyisi, en hayırlısı, en faydalısı neyse onu yapmayı zaten sürdüreceğiz.
Rahmetli Erbakan Hocamızın kuruluşuna öncülük ettiği, sekreteryası da İstanbul’da bulunan D-8’i, çeyrek asırlık geçmişine rağmen hala hak ettiği yere gelememiş bir yapı olarak göze çarpıyor. Bu teşkilat, savaşın yerine barışın, çifte standardın yerine adalet ve kalkınmanın, sömürü yerine paylaşımın, baskı ve tahakküm yerine insan hakları, özgürlük ve demokrasinin hakim kılınması gibi gerçekten ulvi değerler esas alınarak kurulmuştur. Dünyanın, bu değerlere olan ihtiyacı tartışmaya mahal bırakmayacak derecede açıkça ortadadır. Bu anlayışla Türkiye olarak, çoğunluğu gençlerden bir araya gelen hemen hemen 1,1 milyarlık bir nüfusu temsil eden D-8’i güçlendirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz, göstermeyi sürdüreceğiz. Teşkilatın, yeni üyeler ve ortaklarla güçlendirilerek, ticari ilişkilerini genişleterek, sosyal ve kültürel yakınlaşmayı artırarak, hem kendi mensuplarına hem insanlığa çok hayırlı hizmetler verebileceğine inanıyorum.
Rusya Devlet Başkanı sayın Putin ile birden fazla konuyu ele aldığımız bi hayli verimli bir telefon görüşmesini gerçekleştirdik. Rusya ile şartlar ne olursa olsun açık tuttuğumuz diyalog kanallarının, bölgemizdeki krizlerin tehlikeli boyutlara ulaşmadan önüne geçilmesi hususunda gerçekten başarılı sonuçlara vesile olduğuna inanıyorum. Bu kuvvetli, etkin ve yapıcı diplomasi iş birliğinin bölgemizdeki ve dünya çapındaki birden çok sorunun çözümü için de iyi bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.
Ukrayna Devlet Başkanı sayın Zelenskiy’i İstanbul’da ağırladık. Sayın Zelenskiy ve heyetiyle Rusya ile aralarında tırmanan Donbass krizi başta olmak üzere ikili ve bölgesel birden fazla meseleyi değerlendirdik. Kırım hususundaki ortak hassasiyetimizi bir kez daha paylaşımı yaptığımız bu görüşmede, iki ülke içindeki serbest ticaret anlaşmasını da bir an önce imzalama hususunda mutabık kaldık. Sayın Zelenskiy’den Tatar kardeşlerimizin Kiev’de gerçekleştirmeyi planladıkları konut projesi ve cami inşaatı ile ülkemizin yeni büyükelçilik binası hususunda da destek istedik. Karadeniz’in iki yakasındaki Türkiye ve Ukrayna’nın ilişkilerini geliştirme yönünde atacakları her adımın bu iki ülke yanında bölgenin barışı ve huzuru için de mühim olduğuna inanıyoruz.
Pazar günü ise Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Kadın Kolları ve Gençlik Kolları MKYK üyeleriyle buluştuk. Avrupa’daki vatandaşlarımıza verdikleri hizmetleri değerlendirdik. Yaklaşık 60 yıl önce misafir işçi olarak gittikleri Avrupa’da bugün 6 milyonluk bir temsil gücüne ulaşan vatandaşlarımızın siyasetten ekonomiye, bilimden sivil topluma kadar her alanda gösterdikleri başarıyı takdirle takip ediyoruz. Karşılaştıkları tüm zorlukları ayrımcı ve ırkçı muamelelere rağmen Avrupa’da kalıcı olduklarını ortaya koyan vatandaşlarımızın her hususta yanlarında olduk, olmayı da sürdüreceğiz. UID, Avrupa’daki vatandaşlarımızın hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde yürüttükleri kararlı mücadelenin en mühim temsilcilerinden biri olarak göze çarpıyor. Birlik yönetimine bu doğrultuda söyledikleri çabaları sebebiyle bir kez daha teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
“Libyalı kardeşlerimizin yanında yer almaktan hiçbir zaman sarf-ı nazar etmedik”
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ve kabinesinin mühim bir kısmının da içinde olduğu heyeti, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladık. Libya bizim için herhangi bir ülke değildir. Yaklaşık 500 yıllık kadim ilişkilere sahip olduğumuz Libya’nın barış, huzur ve esenlik içinde yaşamasını en az kendi bekamız kadar önemsiyoruz. Libya ile ortak tarihimizden aldığımız güçle geleceğimizi inşa ediyoruz. Bu ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine yapılan saldırılar karşısında Libyalı kardeşlerimizin yanında yer almaktan hiçbir zaman sarf-ı nazar etmedik. Hamdolsun verdiğimiz destek aracılığıyla Libya’nın yeniden istikrar ve huzur yoluna girmesini sağladık.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ile yaptığımız görüşmede kendisine Milli Birlik Hükümetinin ülkenin tamamında egemenlik kurması için her türlü desteği vereceğimizi tekrar açıkladık.
Uluslararası toplumdan beklentilerimiz ise darbecileri bir kenara bırakarak, Libya’nın meşru yönetiminin yanında yer almalarıdır. Libya’nın yaralarının sarılması, yeniden imarı, kalkınması ve geleceğine güvenle bakabilmesi için kardeşlerimize her türlü katkıyı yapmaya devam edeceğiz.
“Sivil anayasa çalışmalarımızı titizlikle sürdüriyoruz”
Türkiye’nin bölgesinde ve dünya çapında izlediği yapıcı politikaları tüm taraflar için somut ve hayırlı neticelere ulaştırmak maksadıyla yoğun çaba gösteriyoruz. Aynı biçimde ülke içinde de öte yandan salgınla mücadelemizi sürdürirken diğer yandan da demokrasi ve kalkınma hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Hukuk ve ekonomi ve formlarıyla alakalı takvimleri yakında zamandan takip ediyor, sıra sıra hayata geçiriyoruz. Ülkemize yeni ve sivil bir anayasa kavuşturma gayretlerimizi titizlikle ve sabırla sürdüriyoruz. Sınırlarımız içinde güvenliği tahkim etmek, sınırlarımızı hassasiyetle korumak ve sınırlarımız ötesindeki önleyici harekatlarımızı sürdürmek suretiyle Türkiye’nin bir daha terör tehdidine maruz kalmamasını sağlıyoruz.
Ekonomide üretim tarafında işler gayet iyi gidiyor. İhracatımız er ay rekorlar kırarak artarken fabrikalarımız mal yetiştirmek için gece gündüz çalışıyor. Organize sanayi bölgelerimiz başta olmak üzere tüm üretim merkezlerinde gözle görülür bir çalışma var. Taleplere yetişebilmek için sürekli olarak yeni yatırımlar, kapasite genişletmeler, ilave istihdamlar yapılıyor. Üreticilerimizin yeni makine tedarikindeki lojistikleri, hammadde ve ara malındaki küresel sıkıntılar olmasa çok daha büyük atılımlar gerçekleştireceklerini bilinmekte. Türkiye’nin reel ekonomik durumunu asla yansıtmayan finansal dalgalanmaların üstesinden gelecek önlemlerimizi kararlılıkla uyguluyoruz. Bu çerçevede verdiğimiz mücadeleyi kısır siyasi kampanyalarının aracı haline dönüştürmeye çalışanları, hiç değilse böyle kritik bir zamanda ülkelerinin ve milletlerinin yanında saf tutmaveyavet ediyoruz.
“Özellikle de hizmet sektöründe yaşanan sıkıntıları yakında zamandan takip ediyoruz”
Türkiye’nin terör örgütleriyle darbe heveslileriyle ekonomik tetikçilerle siyaset mühendisleriyle sosyal kargaşa çıkartma gayretleriyle karşılaşmasında kritik bir safhaya geldik. Artık 2023 hedeflerinin sembolü halini aldıği bu mücadeleyi kazandığımızda önümüzde daha aydınlık bir dönemin kapıları açılacak. Aksi bir durumda ise Türkiye’yi yeniden 1970’lerin, 1990’ların kaotik devrine geri döndürmek isteyenlere gün dünyaya gelecektır. Lakin birliğimize, birlikteliğimize, kardeşliğimize, hedeflerimize sahip çıkarak açabileceğimiz bu mücadelenin önünü tıkamak isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz.
“Esnaflarımızı birden fazla başlık altında destekliyoruz”
Koronavirüs salgınının Türkiye’yi etkilediği ilk günden bu yana alınan önlemler sebebiyle işleri aksayan tüm kesimleri destilave edip onların yanlarında yer aldık. Bu çerçevede içerde özellikle de hizmet sektöründe yaşanan sıkıntıları yakında zamandan takip ediyoruz. Salgı önlemleri sebebiyle faaliyetlerini ara vermek yahut sınırlandırmak zorunda kalan esnaflarımızı birden fazla başlık altında destekliyoruz. Bugüne kadar yalnızca Sosyal Koruma Kalkanı başlığı altında verdiğimiz karşılıksız desteklerin tutarı, 60 milyar lirayı açmıştır. Buna rağmen esnaflarımızın bir an önce eski düzenlerine dönmek istediklerini de farkındayız.
“Çiftçilerimize bu sene için 24 milyar liralık destek bütçesi ayırdık”
Özellikle turizm sektörü tüm çalışmalarını tamamlayıp şartların normale dönmesini bekliyor. Hükümet olarak, her kesimden insanımızı destekleyerek bu zor günleri rahatça geçirmelerini elde etmenin yollarını arıyoruz. Ciro katkısından kira yardımına, uygun şartlarda kredi olanağından çeşitli başlıklardaki hibelere kadar birden fazla yol ve yöntemle esnaflarımıza sahip çıkıyoruz. İstihdamın sürdürülmesi ve artırılmasını temin için verdiğimiz teşvikler aracılığıyla bu alanda altından kalkılamayacak yıkımlar yaşanmasının önüne geçtik. Emeklilerimizin durumlarını her fırsatta iyileştirecek adımlar atıyoruz. Salgın sürecinde hayata geçirdiğimiz paketlerden bir diğeride geçmişte 66 liradan başlayan en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkarmaktı. Çiftçilerimize bu sene için 24 milyar liralık destek bütçesi ayırdık.
“Patates ve soğan üreticilerine de bundan önceki günlerde bir müjde verdik”
Bununla yetinmedik sezonu geçmek üzere olduğu için ürünleri depolarda çürüme tehlikesi ile yüz yüze olan patates ve soğan üreticilerine de bundan önceki günlerde bir müjde verdik. Bu ürünlerin belirli bir kısmını Toprak Mahsulleri Ofisimiz vasıtasıyla satın alarak, ihtiyaç sahibi ailelere ücretsiz hibeye başladık. Önemli üretim merkezleri olan Niğde, Eskişehir ve Ankara’da son 3 günde hemen hemen 7 bin 500 ton patates ve kuru soğan alınarak, 15 ilimize sevk edilmiştir. Satın alma ve sevkiyat işlemleri önümüzdeki günlerde de sürecektir. Aynı biçimde Edirne başta olmak üzere, çeltik üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıları da yine Toprak Mahsulleri Ofisinin başladığı alımlarla çözüme kavuşturuyoruz.
Millet Kütüphanesi’nde dün gençlerle buluştuk. Sohbet başlıklarından bir diğeride gençlerin istihdamı konusu oldu. Türkiye’de tüm gençler okul öncesinden üniversiteye kadar her kademede dilediği düzeyye kadar eğitim alma olanağına sahip. Bugünkü toplantımızda da özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza verdiğim talimatla bütün organize sanayi bölgelerinde, endüstri bölgelerinde vesaire oralardaki bütün işverenlerle çok daha yakın, sıcak irtibata geçip gençlerimizin üniversiteyi bitirdikten sonra değil, üniversiteyi bitirmeden staj zamanından başlamak üzere istihdamının sağlanmasını kendilerine talimat olarak verdik.
Kamudaki sınırlı istihdam yerine özel sektördeki çok daha kapsamlı çalışma alanlarına yönelen gençlere verdiğimiz destekleri artırdık. En son başlattığımız bir projeyle belirli şartlara sahip özel sektör kuruluşlarında istihdam edilecek her kişi için 100 bin lira kredi olanağı getirdik. Kamunun ve belediyelerin yürüttüğü projeler için de genç istihdamını zorunlu kılıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımız bu sene anlaşmali ve işçi kadrosunda bulunan toplam 8 bin 121 kişiyi istihdam edecektir. Şehit yakınları ve gazilerimizin istihdamını en son yaptığımız 333 atamayla toplamda 45 binin üzerine çıkardık. İş yaşamında giderek daha aktif hale gelen kadınlarımıza verdiğimiz destekleri de artırarak sürdürüyoruz.
Salgının yol açtığı sıkıntıları çözecek olan da ülkemizi salgın ardından yeniden şekillenecek küresel siyasi ve ekonomik sistemde hak ettiği yere çıkartacak olan da yine biziz. Milletimizin moralini bozmaya, içini karartmaya, zihnini bulandırmaya yönelik hiçbir söz ve eylemin bu ülkeye en ufak bir faydası olmadığı gibi yol açacağı karmaşa da hepimize ilave yükler getirecektir. Bunun için herkesi teenniyle hareket etmeye, hayırda yarışmaya, hak ve hakkaniyet çizgisinden ayrılmamaveyavet ediyoruz.
“Aşılamada 19 milyonu bulan rakamla dünya çapında ilk sıralarda yer alıyoruz”
Türkiye, salgının sağlık boyutunu başarı ile yürüttüğü gibi alınan önlemlerin olumsuz etkilerini azaltmada da ülkeler içinde mühim bir yer alıyor. Her fırsatta önlemleri gevşeterek normal hayata dönme sürecini başlatıyoruz. Aşılamada 19 milyonu bulan rakamımızla dünya çapında ilk sıralarda yer alıyoruz. Tedarik olanaklarını genişleterek bu rakamı hızla yükseltmek için tüm kapıları zorluyoruz. Lakin vaka ve vefat sayılarımızın artış gösterdiği durumlarda ister istemez önlemleri sıkılaştırmaya mecbur kalıyoruz. Ülkemizdeki tabloyu, yakın ilişki içinde olduğumuz yerler başta olmak üzere dünya çapındaki genel gidişatın gerisine düşürmemiz gerekiyor. Aksi takdirde salgının önümüze getirdiği fırsatları yeteri kadar değerlendirememe riskiyle yüz yüze kalabiliriz.
Son zamanda, bilhassa büyükşehirlerde git gide artan vaka ve vefat sayıları bizi önlemleri yeniden sıkılaştırmaya yöneltti. Her ne kadar sağlık sistemimizi zorlayacak bir durumla yüz yüze değilsek de bu gidişata seyirci kalamazdık. Geçen Kabine toplantımızda çoğu Ramazan ayı ile ekranlara gelecek bir dizi tedbiri paylaşmıştık. Bugünkü toplantımızda süreci tüm boyutlarıyla yeniden değerlendirdik. Amacımız ülkemiz ve milletimiz için en doğrusunu yapmaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ramazan ayının ilk iki haftasında önlemleri biraz daha sıkılaştırarak kısmi kapanma uygulamasına geçiyoruz. https://t.co/i30Ff4ryne pic.twitter.com/13b6hYYKnB
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 13, 2021
“Kısmi kapanma uygulamasına geçiyoruz”
Bu çerçevede ramazan ayının ilk iki haftasında önlemleri biraz daha sıkılaştırarak kısmi kapanma uygulanmasına geçiyoruz. Amacımız bu 2 haftalık sürede vaka ve vefat sayılarında mühim miktarda düşüş sağlamaktır. Şayet bu iki haftalık zamanda hedeflediğimiz tabloda beklediğimiz miktarda iyileşmeyi temin edemezsek devamında çok daha sert uygulamaların gelmesi kaçınılmaz hale gelecektir.
Vatandaşlarımın her birinden ‘tamam’ diye açıkladığimiz temizlik, maske ve mesafe kaidelerina riayet ederek bu mücadeleye destek vermelerini hassaten rica ediyorum. Aynı biçimde aşı sırası gelenlerin de bu olanağı derhal değerlendirmelerini istiyorum. Aşının vaka ve vefat sayılarını düşürmedeki etkisi gözlemlerle, sayılarla tespit edilmiştir.
Hafta sonu sokağa çıkma sınırlaması uygulaması sürerken hafta içi sokağa çıkma sınırlamasının saatleri akşam 19.00 ve sabah 05.00 olarak güncellenmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hafta içi sokağa çıkma sınırlamasının saatleri akşam 19.00 ve sabah 05.00 olarak güncellenmiştir. Sokağa çıkma saatleri civarında zorunlu haller dışında şehirler arası seyahatlere izin verilmeyecektir.https://t.co/amC2gb92pX pic.twitter.com/D1Zaszo97A
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 13, 2021
Sokağa çıkma saatleri civarında zorunlu haller dışında şehirlerarası seyahatlere izin verilmeyecektir. Kısa süre önce ara verdiğimiz 65 yaş üstü ve 18 yaş altının şehir içi toplu taşıma araçlarını kullanma sınırlamasını yeniden getiriyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 65 yaş üstü ve 18 yaş altının şehir içi toplu taşıma araçlarını kullanma sınırlamasını yeniden getiriyoruz. Kamuda saat 16.00’da bitecek biçimde dönüşümlü ve esnek mesai yeniden yaygınlaştırılacak.https://t.co/amC2gb92pX pic.twitter.com/XN1vtaqmaz
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 13, 2021
Kamuda saat 16.00’da bitecek biçimde dönüşümlü ve esnek mesai yeniden yaygınlaştırılacak, hamileler ve kronik hastalığı olanlar ile 10 yaş altı çocuğu bulunan kadın personel idari izinli sayılacaktır. Şartları uygun olan özel sektör firmaları da bu yönde teşvik edilecektir.
Eğitimde sınav sürecinde olan 8. ve 12. sınıflar ile okul öncesi eğitim kurumları dışındaki tüm kademeler uzaktan eğitimle faaliyetlerini sürdürecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeme içme hizmeti veren kafe, kıraathane, bölgesel, çay bahçesi, spor salonu ve benzeri mekanlar faaliyetlerine bayram sonuna kadar ara verecek. https://t.co/amC2gb92pX pic.twitter.com/WuncH8HsDc
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 13, 2021
Yeme-içme hizmeti veren kafe, kıraathane, bölgesel, çay bahçesi, spor salonu ve benzeri mekanlar faaliyetlerine bayram sonrasına kadar ara verecektir. Lokanta ve benzeri işletmeler ise ramazan boyunca yalnızca tespit edilen saatlerde paket ve gel-al hizmetiyle çalışmalarını yürütecektir.
Düğün, nişan, kına, nikah, genel kurul ve benzeri bütün toplantılar ile kapalı alanlarda yapılan etkinliklerin tamamı bayram sonrasına kadar ertelenmiştir. Oteller yalnızca kendi müşterileriyle sınırlandırılmış biçimde hizmet verebilecek. Sahte rezervasyon ve benzeri hilelere göz yumulmayacaktır. Konaklama tesisleriyle evlerde toplu iftar ve benzeri organizasyonlar gerçekleştirilemeyecektir. Konuyla alakalı diğer ayrıntılar İçişleri Bakanlığımızca bu gece yayımlanacak genelge ile açıklamalacak, uygulama da yarın akşam saati itibariyle ekranlara gelecektır. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.