Evrenin Derinliklerinde Karanlığa Gömülü, Komplolara Konu Olan Devasa Issız Alan: Boötes Boşluğu
4 min readÇoban Boşluğu olarak da bilinen, Robert Kishner ve ekibi tarafından 1981 yılında keşfedilen ve Dünya’dan 700 milyon ışık yılı uzakta yer alan Boötes Boşluğu, galaksiler arası uzayda bulunan boşluklardan biri. Fakat onu diğer boşluklardan ayıran yönü, devasa boyutlara sahip olması. Evrende galaksiler arasında yolculuk yaparken, kozmik ölçekte bakıldığında çok fazla yol kat edilmemesi beklenebilir. Örneğin galaksimizin etrafındaki 12 milyon ışık yılı çapındaki alanda, Andromeda da dahil olmak üzere bugüne kadar keşfedilmiş 196 adet galaksi bulunmaktadır.
Boötes Boşluğu ise, 350 milyon ışık yılı çapına sahip, uçsuz bucaksız bir alanı kaplamaktadır.
Dolayısıyla bu boşluğun içerisinden evrene bakan biri, bizim gözlemlediğimiz ışıl ışıl evrenin aksine karanlığa gömülü, ıssız bir evren deneyimlemektedir. Konunun daha iyi anlaşılması açısından, ünlü astronom Greg Aldering‘in Boötes ile ilgili bir sözünden bahsetmek faydalı olacaktır:
“Eğer galaksimiz Boötes boşluğunun tam ortasında konumlansaydı, 1960’lı yıllara kadar gözlemlerimiz neticesinde evrendeki tek galaksinin bizimki olduğunu düşünürdük”.
Boötes Boşluğu hacimsel olarak öylesine büyük ki, tek başına evrenin binde 3’üne denk gelen bir alanı kaplıyor.
Peki bu boşluğun içerisinde hiçbir şey mi yok? Aslına bakarsanız ilk keşfin hemen ardından, boşluğun içerisinde dağılmış 8 adet galaksi keşfedilmiş. Sonrasında bu sayı 60’a çıkmış. Ancak bu sayı, bu kadar büyük bir alan için son derece az. Normal koşullarda bu boyuttaki bir alanda bulunması gereken galaksi sayısının 10 binin üzerinde olması gerektiği düşünüldüğünde, bu durum daha net anlaşılabiliyor. Üstelik keşfedilen galaksilerin büyük bir kısmı, boşluğun en uçlarında konumlanıyor. Yani merkez bölgelerde, görebildiğimiz hiçbir şey bulunmuyor.
Boötes’in ıssızlığın yanı sıra boyutları da bilim insanlarının kafasını kurcalıyor. Çünkü evrenin yaşı göz önünde bulundurulduğunda, galaksilerin uyguladıkları çekim kuvvetleriyle nedeniyle birbirlerine yaklaşmalarının sonucunda galaksi kümeleri arasında boşlukların oluşması normal görülse de bu boşlukların çaplarının 10-20 milyon ışık yılını geçmesi pek mümkün görünmüyor.
Boötes’in nasıl 350 milyon ışık yılı çapına ulaştığı konusu, bu nedenle cevaplanmayı bekleyen gizemler arasında yer alıyor.
Bu konuda bazı bilimsel teorilerin yanı sıra, uçuk komplo teorileri de bulunuyor.
Bilimsel veriler ışığında daha güçlü olan teorilerden birine göre Boötes, aslında iki boşluğun çarpışması sonucu oluşmuş olabilir. Boötes’teki az sayıdaki galaksinin şekilleri, bu çarpışma sonucu oluşacak yapıyla uyumlu görünüyor.
Komplo teorisyenlerine göreyse, Kardaşev Ölçeği’nde Tip-3’te yer alan bir medeniyet, buradaki yıldızları ve hatta galaksileri enerji üretimi açısından efektif bir şekilde kullanmayı başarmış durumda. Dahası, bu medeniyet diğer olası medeniyetlerden gizlenmek amacıyla geliştirdiği bir teknoloji sayesinde, bizi sanki tamamen karanlık bir alana bakıyormuşuz gibi yanıltabiliyor.
Evrenin yaşı ve Kardaşev Ölçeği göz önünde bulundurulduğu bu teori her ne kadar olası olsa da, literatürde kendine yer bulabilmiş değil.
Teorilerin dışında boşluğun en önemli yanlarından biri, yalnızca yıldız veya galaksi gibi büyük yapılardan mahrum olması değil, partiküller bakımından da son derece fakir kaldığı için mükemmel bir vakum örneği olması. Bu nedenle boşluğun bir tarafından giren nötrino gibi parçacıklar, en ufak bir etkileşime bile girmeden yüz milyonlarca yıl sonra hiçbir değişime uğramamış bir halde boşluğun diğer tarafından çıkabiliyor. Bu da bir nevi zaman kapsülüne benzer bir yapı olmasını sağlıyor.
Kaynaklar: Gizmodo, NewScientist, Nautilus, Atlas of the Universe
Kaynak: www.webtekno.com
URL: https://www.webtekno.com/evrenin-derinliklerinde-karanliga-gomulu-komplolara-konu-olan-devasa-bir-issiz-alan-bootes-boslugu-h116226.html