Can Canel: “Mesleğime tutkulu olmam Hollywood yolunu açtı”
7 min readAkşam Gazetesi’nden Zeki Gümüş’ün röportajı…
Genç yaşında besteleriyle dikkat çeken Can Canel Hollywood’da birçok film projesinde yer almaya başladı. Önümüzdeki günlerde Shrek filminin yapım şirketi DreamWorks’ün yeni bir animasyon filminde bestelerini duyacağımız Canel, daha şimdiden Amerika’daki müzikseverlere ismini duyurdu.
Seni biraz tanıyabilir miyiz?
Film müziği bestecisiyim ve çalışmalarımı Los Angeles da kendi stüdyomdan yapıyorum. Film müziği bestelerinin yanı sıra, reklam, çizgi film ve video oyunları müzikleri de yapıyorum. Ayrıca dans müziği ve müzikal bestelerim var. 17 yaşında Berklee College of Music’den burslu olarak kabul aldım ve buraya yerleştim. O zamandan beri Amerika’da yaşıyorum. Besteciliğin yanı sıra çok küçük yaştan beri elektro gitar ve ayrıca piyano çalıyorum. Berklee College of Music film müziği ve kompozisyon bölümünü onur derecesi ile bitirdim.
Müziğe olan ilgin nasıl başladı?
Ben İstanbul, Kadıköy’de doğdum. Babam müzisyen. Gitarist ve Türkiye’nin ilk özel radyocularından. Aslında müzik ve müzik aletlerinin olduğu bir evde büyüdüm. Altı yaşından beri bir yandan okula giderken bir yandan da piyano, gitar ve perküsyon eğitimleri aldım. Evimize sürekli çok değerli müzisyenler gelip giderdi. Ailem küçük yaştan itibaren müzik eğitimi almamı teşvik etti. Kendi yolumu kendim çizmem konusunda hep desteklediler. Film müziklerine olan ilgim ise küçükken çok sevdiğim filmlerin müziklerine dikkat etmemle başladı. Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter, The Matrix gibi “film tarihinin” önemli filmlerini sinemalarda izleme şansına sahip bir jenerasyondan geliyorum. Çocukluğumda evde bu filmlerin CD’lerini alır ve tekrar tekrar izlerdim. Bazen filmleri sadece müziklerini dinlemek için izliyordum. Sonunda meslek seçimimi de bu konu üzerinde yapmaya karar verdim.
Dünyanın en prestijli müzik okulu olarak nitelendirilen Berklee College of Music’e burslu olarak kabul edildin ve eğitimini onur derecesi ile bitirdin. Biraz okul yıllarından bahseder misin?
Aslında benim hikâyem 15 yaşında New York Guitar Academy eğitimim sonrası New York’un önemli sahnelerinden Rebel’de bir konser vermemle başladı. Aynı yıl çok merak ettiğim Berklee College of Music’i görmeye Boston’a gittim. Oradaki imkânlar ve okulun atmosferi beni o kadar etkiledi ki Türkiye’ye döndüğümde çok yoğun bir tempo ile çalıştım ve 16 yaşımda Berklee 5 Week Summer Program’a burslu olarak kabul aldım. Orada geçirdiğim süre beni okula hazırlayan çok değerli bir deneyimdi. O yaz giriş sınavlarına başvurdum ve burslu olarak kazandım. Henüz lise üçüncü sınıfta olduğum için ülkeme dönüp liseyi bitirdim ve 17. yaş doğum günümün ertesi günü üniversiteyi okumak için Boston’a gittim. Okuldaki ilk yılımın ardından da Film Müziği ve Kompozisyon bölümlerinin her ikisine birden double major olarak devam hakkı elde ettim. Geçen yıl ise mezun oldum.
Pek çok önemli animasyon filminin yapım şirketi DreamWorks’ün bir Netflix projesinde bestelerini duyacağız. Bu hikâye nasıl gelişti?
Ben çizgi film müzikleri üzerinde çalışmayı özellikle çok seviyorum ve keyif alıyorum. DreamWorks için çalışan bir ekip onlara göndermiş olduğum örnek bestelerimi dinledi ve filmdeki bölümlerden birisi için çalışmamı istediler. Ekibe “orchestrator” olarak katıldım. Bana verdikleri taslakları aranje edip orkestrasyonlarını yapıyorum.
Call of Duty, WW II, Lara Croft gibi pek çok oyun müziklerinin bestecisi Wilbert Roget ve “I am Legend” ve “Spider Man” gibi filmlerin müziklerinin bestecisi Pete Anthony’in dikkatini çektin. Bu isimlerle nasıl tanıştın? Bize süreci anlatır mısın?
Wilbert Roget, çocukken neredeyse her gün oynadığım bir sürü oyunun müziklerini yazmış bir besteci. Los Angeles’a taşındıktan sonra bazı önemli isimlerle irtibat kurma şansım oldu. Kendisine bestelerimi gönderdim. Bestelerimi dinledikten sonra çok başarılı bulduğunu yazmıştı. Pete Antony ile tanışmam ise çok daha heyecanlı. Bir sabah telefon sesiyle uyandım ve telefondaki Pete Antony idi. Bestelerimi dinledikten sonra beni aramak istediğini söyledi. Bundan sonraki kariyerim konusunda bana mentorluk yaptı ve fikir önerilerinde bulundu. Kendileri ile irtibatımı sürdürüyorum. Onların dikkatini çekmeyi başarmamın sebebinin, mesleğime tutukla bağlı olmamın bestelerimdeki heyecana yansıması olduğunu düşünüyorum.
Amerika’da yayınlanan “A Dangerous Defense”, “Do You Trust Your Boyfriend?”, “Cheating Scandal” gibi film projelerinde de besteci olarak yer aldın. Bu konu hakkında neler söylemek istersin?
Şu sıralar Los Angeles’ta Emir Işılay gibi önemli bir bestecinin ekibinde yer alıyorum. Onunla birlikte bu filmlerde ekibin bir parçası olarak yer alma şansı elde ettim ve çok keyifli bir süreçte beraber çalıştık.
Amerika’da yaşıyorsun. Bu kariyerin için bir avantaj mı?
Kesinlikle çok büyük bir avantaj. Dünya film müziği piyasasının kalbi Hollywood ve burada çok değerli bestecilerle tanışma ve birlikte çalışma şansı yakalıyorum. Burada dünyanın en büyük film stüdyolarını görme ve tecrübe kazanma şansınız da oluyor. Örneğin, geçenlerde John Williams’ı 89 yaşında sahnede canlı izlemedim.
“MÜZİK BENCE TAM BİR DIŞA VURUM ARACI”
Genç müzisyenlere tavsiyelerin neler olur?
Bu soruyu özellikle bir besteci olarak cevaplamak isterim. İşim çok sabır gerektiriyor. Her şeyden önce ciddi bir zaman baskısı ile başa çıkmak zorundasınız. Bu yüzden sabırlı ve disiplinli olmak zorundasınız. Bazen saatlerce hiç kalkmadan beste yapmaya hazır olmanız gerekiyor. Sürekli üretmek yaratıcı zihninizin de aktif olmasını gerektiriyor. Aslında yaptığınız şey duygularınızı besteye çevirme işi. Benim bu yolda öğrendiğim en önemli şey, kimseden etkilenmeden kendi yolumda ilerlemem gerektiği. Bir besteci olmak istiyorsanız çok okumalı, dinlemeli, araştırmalı ve elde ettiğiniz kazanımları kendi özgün tarzınızla harmanlamalısınız. En önemli noktalardan birisi de müziğinizin, hepimizin ortak hikâyesini, ortak duygularını yansıtan nitelikler taşıması. Filmin ne hissettirdiğini senkronize bir şekilde analiz etmek ve duyguyu mümkün olan en etkileyici şekilde vermek zorundasınız.
Son olarak nasıl bir müzik kariyeri hedefliyorsun, hayallerin neler?
Bir film müziği besteci olarak en önemli şeyin kendi sound’unuzu bulmanız olduğuna inanıyorum. Sizi benzersiz kılan şey, insanların müziğinizi duyduklarında size ait olabileceğini hissetmeleri. Aynı zamanda film müziği besteleme, müzik aracılığıyla bir hikâye anlatabilme işi. Yaptığım tüm bestelerde insanların kendi duygularını anlamlandırmalarını, kendi hayalleri, hayal kırıklıkları, ümitleri, kaygıları vb. hakkında ipuçları hissetmelerini istiyorum. Müzik bence tam bir dışa vurum aracı. Ben bu dışa vurumda hepimizin ortak duygularını yansıtmak istiyorum. Tabi ki ülkemin adını en iyi şekilde duyurmak da en büyük hayallerimden.
Kaynak: www.sacitaslan.com
URL: https://www.sacitaslan.com/can-canel-meslegime-tutkulu-olmam-hollywood-yolunu-acti-haberi-539404