Çözmeye Çalışırken Beyniniz Yanacak: 6 Yaşındaki Güzellik Kraliçesi JonBenet Ramsey’nin Cinayeti
14 min readEsrarengiz hadiseler serimizin bu haftaki konusunda, 1996 senesinde kabaca öldürülen, 6 yaşındaki hoşluk kraliçesi JonBenet Ramsey’nin cinayeti bulunuyor. Bugüne kadar okuduğunuz bütün esrarengiz hadiseleri, çözülmemiş cinayetleri bir kenara bırakın zira bu sefer kuşkuluların hepsine, birer katşehir gözüyle bakacaksınız.
JonBenet, kendi evinin bodrumunda, boynuna kablolar dolanmış, ağzında da paket byemini yapıştırılmış bi biçimde bulunuyor. Kafatasında yer alan kırıklardan copla hırpalandığı anlaşılan kız, kabloyla boğularak öldürülmüş. Dilerseniz 24 yıldır çözülemeyen cinayete, birbirinden iğrenç kuşkuluların olduğu bu hadiseye daha yakından bakalım.
Anne Patsy Ramsey, evin içerisinde bir fidye mektubu buluyor
Tarih 26 Aralık 1996. Patsy Ramsey, 3 katlı evinin merdiveninde fidye için yazılmış bir mektup buluyor. Mektubu okuduktan sonra korkuya kapılıyor ve kızı JonBenet Ramsey’nin konutta olmadığını fark edince şipşak polisi arıyor. Kayıp bülteni, 8 saatten kısa bir sürede çözülüyor ve JonBenet, Ramsey ailesinin bodrum katında ölü bir biçimde bulunuyor.
6 yaşındaki kızın cesedi, babası John Ramsey tarafından yüzüstü bir biçimde bulunuyor. Minik kızın ağzı paket byeminiyle kapatılmış ve boynuna kablolar geçirilmiş. JonBenet, öldürülmeden kısa bir süre evvel hoşluk kraliçesi seçilmiş, henüz minik yaşta olmasına karşın hoşluğuyla son derece dikkat sürükleyen bir kızmış.
JonBenet’nin giysilerinde bir erkek Deoksirübo Nükleik Asit’sına rastlanıyor
Minik kızın cesedi adli tıpa sevk ediliyor ve yapılan otopsi sonucunda JonBenet’nin sopayla hırpalandığı ve boğularak öldürüldüğü ortaya çıkıyor. Bir ispat peşinde olan hekimler, kızın pijama altında ve iç çamaşırında tek bir erkeğe ait Deoksirübo Nükleik Asit enkazlarına rastlıyor. Rahat bir nefes alabilirsiniz. Bu Deoksirübo Nükleik Asit enkazlarının tecavüzle hiçbir ilgisi yok. Otopsi raporunda ufak kızın cinsel tacize uğramadığı yazıyor.
Söz konusu Deoksirübo Nükleik Asit harabeleri, FBI’ın bilgi tabanında 2004 senesine kadar incelenmeye devam ediyor ve bütün 1,5 milyon misalle karşılıştırılsa da hiçbir sonuç elde edilemiyor. Ayrıca bodrum katına doğru giden parkelerde yabancı ayak izlerine ve JonBenet’nin odasının yanında Ramsey ailesine ait olmayan bir halat bulunuyor.
FBI, acayip bir biçimde konutta bulunan halatı 2006 senesine kadar analizi us edemiyor. Cinayetle alakalı bağlantısı olduğunu düşünmedikleri için mi yoksa halat hiç kullanılmadığı için mi bilinmez ancak FBI’ın bu mevzuda duyarsız davrandığı düşünülüyor.
Mevsim kış olduğu için polis karda ayak izi bulurum umuduyla Ramsey’lerin evinin çevresinde geziye çıkıyor ancak rastgele bir ize rastlayamıyor. Aynı zamanda JonBenet Ramsey’nin bir yabancı tarafından öldürüldüğü düşünülse de kapıda ya da pencerelerde rastgele bir zorlama olmadığı ortaya çıkıyor.
Korkutucu ayrıntılarla dolu fidye mektubu;
Buraya kadar gelip, hala fidye mektubunda neler yazdığını söylemediğimi biliyorum. Dilerseniz minik bir çocuğu olan anne baba için son derece korkutucu olan bu mektubun ayrıntılarına daha yakından bakalım.
Bay, Ramsey,
Dikkatlice dinleyin. Bizler minik sayılabilecek bir grubun temsilcileriyiz. İşinize saygı dinliyoruz ama hizmet verdiğiniz ülkeye asla. Burada sizden pek de sevmeyen iki beyefendi kızınıza göz kulak oluyor. Size tavsiyem onları kışkırtmamak olacaktır. İçinde bulunduğunuz vaziyeti polise ya da FBI’a anlatmaya kalkışırsanız, kızınızın kellesini alacağımıza emin olabilirsiniz. Bizi aldatmaya çalışabilirsiniz, ancak polislerin stratejilerini artık ezbere bildiğimiz konusunda sizi baştan uyarmalıyız. Böyle bir şeye kalkışırsanız, %99 oranla kızınızı kendi rızanızla öldürmüş olacaksınız.
Direktiflerimize uyarsanız, kızınızı sağ salim bir biçimde geri alabileceğinizi %100 garanti ediyoruz. Banka hesabından toplam 118 bin dolar istiyoruz. 100 bin dolar 100 dolarlık ve geri kalan para da 20’lik banknotlardan oluşmak zorunda. Parayı bir çantaya koy ve vereceğimiz adrese getir. Kapıda makine hakimiyetinden geçeceksin. Şayet üzerinde rastgele bir elektronik makine olduğu ortaya çıkarsa kızın can verir.
Başarıya,
S.B.T.C
Gördüğünüz üzere sonu S.B.T.C ile biten ve kime olduğu asla anlaşılamayan mektupta birbirinden değişik ayrıntılar bulunuyor. Bu ayrıntılardan en göze çarpanı da fidyecilerin istediği para ölçüyü. 118 bin dolar son derece spesifik sayılardan oluşan bir ölçü. FBI biraz araştırma yapıyor ve JonBenet’in babası John’un, 1996 senesinde çalıştığı firmadan 118 bin dolara yakın ikramiye aldığını öğreniyor. Başka Bir Deyişle sizin de kavrayacağınız üzere mektubu yazan her kimse, Ramsey ailesi hakkındaki ayrıntıları gayet iyi biliyor.
Mektupta FBI’ın dikkatini sürükleyen bir öbür nokta ise katşehrin ya da fidyecilerin sürekli sayılarla konuşuyor olması. “Kızını öldürme şansımız %99, dediklerimizi yaparsan kızını geri alma şansın %100” gibi ayrıntılar, bu insanların matematikle ilgilenen şahıslar olabileceği olasılığını doğuruyor.
Mektuptan sonra oklar Ramsey ailesine yöneltiliyor
JonBenet’nin hikayesi buraya kadar tüylerinizi ürpertmeye yetmediyse hazır olun, zira çok daha fazlası geliyor. Fidye mektubunu tahlil altına alan polisler, kağıt ve kalemin Ramsey’lerin evine ait olduğunu tespit ediyor. Başka Bir Deyişle bu mektubu kim yazdıysa, ailenin öbür aboneleri kendi çaplarında takılırken küçücük kızı korkutmuş, rahat bir biçimde tehditlerle dolu mektubu yazmışlar.
Buraya kadar her şeyin çok saçma geldiği bir hakikat. Aileden para koparmak isteyen bir grup insan ilk evvel Ramsey’lerin evine giriyor. Kızlarını odadan sessiz bir biçimde alıkoyduktan sonra bodruma iniyorlar ve JonBenet’i bağlıyorlar. Evin içerisinde bulunan kağıt kalemle birlikte bir fidye mektubu yazıp aniden kızı öldürmeye karar veriyorlar. Şayet katşehir gerçekten de fidye isteyen adamlarsa, ellerine hiçbir şey geçmeden minik kızı neden öldürsünler ki?
İlk kuşkulular: JonBenet’nin ailesi
Böyle bir cinayette ben de dahil olmak üzere birçok insanın ilk kuşku dinlediği şahıslar, JonBenet’nin ailesi olur. Sonuçta kızın cesedi evin bodrumunda bulunmuş, yazılan mektup konuta ait kağıt kalemden ve ne kapıda ne de pencerelerde rastgele bir zorlama bulunmuyor.
Cinayet işlendikten kısa bir süre sonra, Ramsey ailesi ayrıntılı bir biçimde tahlil altına alınıyor. Mektuptan yola çıkarak John Ramsey, Patsy Ramsey ve JonBenet’nin abisi Burke Ramsey’nin el yazısı araştırılıyor. Mektuptaki el yazısı, ailenin hiçbir bireyiyle anlaşmıyor.
Aile ayrıntılı biçimde araştırılırken, evin telefon kayıtları tekerrür dinleniyor. Patsy’nin kızının kayıp olduğunu söylemek için aradığı 911 kayıtlarında, donakaltıcı bir palavra ortaya çıkıyor. Polis, konuşma sırasında öbür çocuğu Burky’nin nerede olduğunu sorunca Patsy, yattığını söylüyor. Kayıt tekerrür dinlendiği zaman Burky’nın babasıyla konuşma sesleri dinleniyor.
Ortaya atılan kuramların arasında, Patsy veya Burky’nin yanlışlıkla JonBenet’i öldürmüş olma olasılığı uyuyor. Ancak otopsi raporu araştırıldığı zaman JonBenet’nin kablolarla boğulduğu sırada hala canlı olduğu yazıyor ve bu da yanlışlıkla öldürme olasılığını ortadan kaldırıyor.
1999 senesinde reelleşen duruşmada jüri, Ramsey ailesini çocuğa karşı şiddet ve cinayetten suçluyor ancak jürinin başındaki isim Alex Hunter, yeterli ispat olmadığı için bu şikayet dosyalarını imza atmıyor. Ayrıca minik kızın cesedinde bulunan başka bir erkeğe ait Deoksirübo Nükleik Asit harabeleri, ailenin pake çıkmasına yetiyor.
İkinci kuşkulu; kasabanın noel babası Bill McReynolds
1974 senesinde kızı kaçırılan Bill McReynolds, son derece ürpertici bir geçmişe sahip olduğu ve cinayetten 2 gün evvel Ramsey ailesini ziyaret ettiği için baş kuşkululardan bkocaman olarak görülüyor. Kızı kaçırıldıktan sonra bir daha asla eskisi gibi olmayan Bill, ara sıra noel baba kostümüyle kasabayı dolaşır, minik çocuklarla müddet geçirirdi. 6 yaşında hoşluk kraliçesi JonBenet de bu çocukların arasında yer alıyordu.
Bill’in eşi de kendi çapında bir yazardı ve yazmış olduğu bir çocuk kitabında, saldırıya uğrayan, evinin bodrum katında hırpalanarak öldürülen minik bir kızın hikayesini anlatıyordu.
Bill’in soruşturmada verdiği ifade, gerçekten herkesten midesini bulandıracak cinstendi; “Vefatı benim için gerçekten ağır oldu. JonBenet yaşamımda büyük bir farklılık yaratmıştı.” Ayrıca Bill, noel baba kostümü giydiği zaman JonBenet’nin ona bir sim kutusu hediye ettiğini, eşinden de bir gün can verirse küllerini, bu simlerle karıştırmasını vasiyet ettiğini belirtmiş.
JonBenet’i Bill öldürmüş olabilir mi? Belki. Can Verdikten sonra küllerinin minik kızın verdiği simlerle karıştırılmasını istemek mide bulandırmanın ötesinde mi? Kesinlikle. Bill’in vermiş olduğu ifadeler her ne kadar sansasyonel olsa da yeterli ispat bulunamadığı için yaşlı adamın üzerindeki suçlamalar düşürülüyor.
Üçüncü kuşkulu; Ramsey’lerin komşusu Gary Oliva
Bill McReynolds’tan kat kat daha iğrenç olan adam Gary Oliva, JonBenet cinayetinin işlendiği yarıyılda Ramsey ailesine yakın bir konutta oturuyordu. Bu iğrenç adamın neden cinayetten çok daha sonra kuşkulular listesine ilave edildiğini, olabildiğince az rahatsız edici biçimde anlatayım.
Gary Oliva, 2004 senesinde çocuk pornografisi suçuyla hapse giriyor ve tutulduğu anda çantasının içinden JonBenet’nin resmi çıkıyor. Polis bu resmin sende ne işi var diye sorduğunda ise şu cevabı veriyor; “Bence JonBenet son derece olağanüstü bir çocuktu ve vefatı da onun gibi olağanüstü oldu. Onun anısını bir biçimde yanımda yaşatmak istediğim için resmini yanımda taşıyorum.”
Bu hadiseden kısa bir süre sonra, Gary Oliva’nın liseden dostu olduğunu iddia eden Michael Vail sansasyonel açıklamalarda bulunuyor; “Gary, Jon Benet’in cinayetinden bir gün sonra beni aradı. Sürekli minik bir kızı incittim, minik bir kızı incittim diye sayıklıyordu. Nerede incittin diye sorduğum zamanda ise süratlice Boulder olduğunu söyleyip telefonu kapattı.”
Colorado Boulder, JonBenet Ramsey ve ailesinin yaşadığı yerdi. Polis, Oliva’nın başka bir kızı incitme olasılığını göz önünde bulundurarak Boulder bölgesinde başka bir kıza hasar gelip gelmediğini inceliyor ancak kayıtlardan hiçbir şey çıkmıyor. Oliva’nın geçmişi incelendiğinde adamın annesini telefon kablosuyla boğmaya çalıştığı ortaya çıkıyor, tıpkı JonBenet’nin cinayetinde olanlar gibi.
Gary şu anda hala çocuk pornografisi suçuyla hapiste ve JonBenet cinayetinin baş kuşkulusi olarak görülüyor. Deoksirübo Nükleik Asit misallerinin uyuşmaması ve Gary’nin suçunu itiraf etmemesi üzerine yetkililer Gary’i ne yazık ki cinayetle suçlayamıyor.
Son ve en vahim kuşkulu; John Mark Karr
İlköğretim hocayı olan John Mark Karr, 2006 senesine kadar kuşkulular listesinde yer almıyordu, ta ki gazeteci profesör Michael Trasey’e itiraflarla dolu bir e-posta atana kadar. Michael, John’un güvenini kazanabilmek ismine senelerce ona bir dost gibi davranıp sırlarını anlatmasını sağladı. Vakayı tamamen çözdüğünde ise Michael’ın yaptığı açıklama gerçekten ürkütücüydü.
“Bir insanın ne kadar karanlık bir ruha sahip olabileceğini dinlemek üzeresiniz. Karşı tarafın güvenini kazanmak, konuşmanının ilerlemesini sağlamak için hiçbir biçimde suçlamadan karşı tarafı dinlemek, bugüne kadar edindiğim en vahim tecrübeydi. Gerçekten korku vericiydi.”
John, Michael’a yolladığı e-postalarda fidye mektubunda kullanılan aynı üslupla konuşuyordu. Hatta gönderdiği mesajlarından biltihapta Patsy’e takma ismiyle, Neddie olarak seslendi ve Ramsey ailesi, Karr’ın bu ayrıntıyı bilmesinin neredeyse imkansız olduğunu belirtti. John’un en ürkütücü e-postalarından bcerahate daha ayrıntılı bakalım.
“Minik kızı yatağından aldığım zaman uyuyordu. Onu bodruma götürdüm ve gözlerini açtığnda sorduğu ilk şey “ben neredeyim” oldu. Ona kendi evinin bodrum katında olduğunu söyledim. Bodruma inmemizin sebebi ona saygısızlık yapmak değildi. Ona hiçbir zaman saygısızlık yapmam, iftiharını ayaklar altına almazdım. Oraya sadece geçici süreliğine inmiştik. Canımı asıl yakan şey o hep orada kaldı. Can Verdikten sonra başka bir deyişle. Babası bulana kadar minik bir odada bilave etmek zorunda kaldı.”
Bu e-postaların çıkmasının ardından 16 Ağustos 2006 senesinde Birleşik Kraliyet istihbaratı, FBI, Taylandlı yetkililer ve ABD İç Güvenlik Bakanlığı devreye girerek e-postaların geldiği adresi tespit etti. Sinyalin geldiği yer Tayland, Bangkok’tu. Yapılan araştırmaların sonucunda John’un çocuk pornografisi suçlamalarından kaçmak için Kaliforniya’dan Tayland’a kaçtığı bilindi.
John’un Deoksirübo Nükleik Asit’sı JonBenet’nin üzerinde bulunan misalle karşılaştırıldı ve ne yazık ki bundan da bir sonuç çıkmadı. John, çocuk pornografisinden içeride uyuduğu yarıyıl boyunca soruşturulmaya devam etti ve cinayetin işlendiği gün, adamın Boulder’a çok uzak bir eyalette olduğu ortaya çıktı.
Hadise yerine ilk gelen ve her şeyi yerli yerinde gören, soruşturmanın başındaki polis Mark Beckner şu ifadeleri kullanıyor; “E-postalar ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra katşehrin John olmadığına emindik. John’un anlattığı şeylerle konutta bulduğumuz kanıtlar anlaşmıyor. John cinayetin işlendiği zamanda bile Boulder’da dokunulmuş.”
Ters köşe olmaya hazır mısınız?
Amerika’nın en başarılı krimonologlarından Hekim Henry Lee, CBS kanalına katıldığı bir programda JonBenet cinayetini yine tahlil altına alıyor. Minik kızın üzerinde bulunan Deoksirübo Nükleik Asit misalleri üzerine yoğunlaşan Lee, kızın iç çamaşırına yapım sırasında Deoksirübo Nükleik Asit misali beriştirilmiş olabileceğini, bu Deoksirübo Nükleik Asit’nın Japonya’daki iç çamaşırı yapım fabrikasında vazifeli rastgele bcerahate ait olabileceğini öne sürüyor.
Şayet Deoksirübo Nükleik Asit misali gerçekten de yapım aşamasında beriştirilmişsa ve cinayetle hiçbir bağlantısı yoksa, bugüne kadar sorgulanan ancak Deoksirübo Nükleik Asit’lar anlaşmadığı için serbest bırakılan kuşkululardan rastgele bkocaman, hatta Ramsey’nin ailesi bile 6 yaşındaki hoşluk kraliçesi JonBenet Ramsey’nin katşehri olabilir.
Kaynak: www.webtekno.com
URL: https://www.webtekno.com/6-yasindaki-jonbenet-ramsey-cinayeti-h109504.html