Eylül 20, 2024

Son Dakika Haberleri – Güncel Haberler

Gündemdeki haberler, güncel haberler, magazin, spor ve ekonomideki gelişmeler, yerel ve dünya haberleri Ulkugundem.com'da.

Günümüz Medeniyetinin Temel Yapı Taşı Olan Yazıyı Aslında Kim Buldu? Cevap Sadece ‘Sümerler’ Değil

7 min read
Günümüz Medeniyetinin Temel Yapı Taşı Olan Yazıyı Aslında Kim Buldu? Cevap Sadece 'Sümerler' Değil

Günümüz Medeniyetinin Temel Yapı Taşı Olan Yazıyı Aslında Kim Buldu? Cevap Sadece 'Sümerler' Değil

Yazının, uygarlığımızın esas taşı olduğunu kim inkar edebilir? Laflı yarıyılda yok olup giden bilgiler, yazı sayesinde kayıtlara geçmiş ve gelecek kuşaklara hem bilgi hem de deneyim aktarmıştır. Asırlar içinde büyüyen bu süreç sonunda günümüz uygarlığı inşa edilmiştir. Yazıyı kim buldu suali ise basit görünen ancak derine inildikçe farklı cemiyetlerin imzası ile karşılaşılan bir cevaba sahiptir.

Bu mevzuda bildiğimiz ilk bilgi Sümerlerdir. Ancak yazının tarihsel gelişimine baktığımız zaman farklı kıtalarda, apayrı cemiyetlerin de birbirinden habersiz olarak yazıyı bulduğunu görüyoruz. Üstelik her biri hem büyüleyici eşliklere hem de birbirinden bambaşka özelliklere sahip. Yazıyı kim buldu sualinin cevabı için tarihe yakından bakalım ve günümüz uygarlığının esaslarının binlerce sene evvel atılışına tanık olalım.

Birbirinden habersiz cemiyetler gerçeğinde pek çok defa yazıyı bulmuştur:

sümerler

Yazıyı kim buldu sualine dair ilk cevabı milattan evvel 3400 senesinde Mezopotamya’da buluyoruz. Ancak bu cevap, sualin bütün olarak yanıtını vermiyor. Zira yazının tarihsel sürecine baktığımızda farklı kıtalarda, farklı zamanlarda yaşayan farklı cemiyetlerin yazıyı bulduğunu ve farklı biçimlerde kullandığını görüyoruz.

Bildiğimiz anlamdaki çivi yazısına dair ilk belirtiler, bugün Irak hudutları içinde yer alan Mezopotamya bölgesinde karşımıza çıkıyor. Belirtilerin geçmişi milattan evvel 3400 – 3300 senelerinde yaşamış Sümerler cemiyetini işaret ediyor. Değişik bir belirti ise milattan evvel 3200 senelerinde, Mısır bölgesinde yazının kullanıldığını gösteriyor.

Aynı biçimde milattan evvel 1300 senesinde Çin’de, Shang hanedanlığının son senelerinde oturmuş bir yazı sistemi olduğu öğreniliyor. Yazıya dair değişik bir belirti de milattan evvel 900 – 600 seneleri arasını işaret eden, bugün farklı Latin Amerika ülkelerinin bulunduğu Mezoamerika bölgesindedir. İndus Nehri Vadisi başka bir deyişle Hindistan ve Rapa Nui başka bir deyişle Paskalya Adası’nda da yazının bulunduğu düşünülüyor ancak değişik cemiyetlerde olduğu kadar oturmuş bir sisteme sahip olup olmadığı bütün olarak net değil.

Tarihte ilk yazı misallerinin peşinde…

sümerler

Yazının tarihsel süreçte 4 farklı bölgede, farklı cemiyetler tarafından buluş edildiğinden bahsettik. Ancak hepsinin atası olarak adlandırabileceğimiz ilk yazı, günümüzden takribî 5500 sene evvel Mezopotamya bölgesinde, Sümerler tarafından kullanılıyordu. İlk defa Güney Mezopotamya’da, bugün Sümer dili olarak adlandırdığımız, fotoğraftan farklı anlamlar sembolize eden kişilikler kullanılmıştır.

Milattan sonra 2900 senesinden sonra bildiğimiz anlamdaki çivi yazısı kullanılmaya başlamıştır. Çivi yazısı, ıslak bir kil tablet üzerine sivri bir kamış kullanılarak yazılıyordu. 600 senelik bir süreçte çivi yazısı,oturmuş bir sisteme sahip oldu. Bir yarıyıl Sümerler ile beraber yaşamış bir millet olan Akadlar da eş bir çivi yazısı kullandılar. Çivi yazısına dair günümüze kalan son evrak, milattan sonra 75 senesini işaret ediyor. Bu vaziyet, çivi yazısının binlerce sene süresince Mezopotamya milletleri tarafından kullanıldığını gösteriyor. 

Merasimler için hiyeroglif, yönetimsel işler için mürekkep yazısı:

hiyeroglif

Yazıyı erken yarıyılda bulan değişik bir cemiyet de Mısırlılardır. Mısır’da yazıya dair bulunan en daha önceki belirtiler milattan evvel 3250 senesini işaret ediyor. Mısırlıların milattan evvel 3200 senesinden itibaren eşya etiketlemek, kabir lahitleri yazmak gibi muhakkak emellerle yazıyı kullandığı öğreniliyor. Üstelik burada yazılar sadece taşlar üzerinde kazınmıyordu.

Kamıştan yapılan fırçalar dayanağı ile mürekkep kullanarak yazı yazmak ilk defa Mısır’da olmuştur. Bu mürekkep yazısı hieratic, abidelerde gördüğümüz oyma ve boyama yazılar ise hiyeroglif olarak adlandırılır. Hieratic mürekkep yazıları krallık ve tapınak yönetçileri tarafından günlük diyebileceğimiz metinleri yazmak için kullanılırken; Hiyeroglif oyma ve boyama yazıları ise merasimsel emellerle kullanılmıştır. 

Güya ejderha kemiklerine yazılan kahinlikler:

çin, kemik yazısı

Çin bölgesinde yazıya dair en daha önceki belirtiler, Shang hanedanlığının da başşehri olan Anyang bölgesinde bulunmuştur. Burada bulunan yazı misalleri taş, kumaş ya da tahta üzerinde değil; hayvan kemikleri üzerindeydi. Tarihi milattan evvel 1300 senesine kadar giden bu kemikler merasimsel emellerle kullanılıyordu. Öyle ki bu kemikleri bulan çiftçiler, bunların ejderha kemiği olduğunu iddia ederek yüksek maliyetlerden satmışlardır.

Merasimsel emellerle kullanılan kemikler daha çok öküz ve kaplumbağa gibi hayvanların kürek kemikleridir. Yazma alanı daha geniş olduğu için bu cins kemiklerin kullanıldığı düşünülüyor. 4500’den fazla simgenin kazındığı bu kemikler üzerine savaş, doğum, hastalık gibi mevzular hakkında sualler yazılıyor ve bu sayede geçmiş ataların ruhu ile bağlantıya geçerek suallere cevap alınacağı düşünülüyordu. Kemikler üzerine yazılan simgelerin pek çoğu ne yazık ki günümüzde okunacak gidişatta değildir.

Mayaların krallık ailesine özel kitapları vardı:

mezoamerika, eski kitap

Farkındaysanız ilk defa kitap sözcüğünü kullanıyoruz zira Mezoamerika bölgesinde bulunan ve milattan evvel 900 senesini işaret eden yazı belirtileri bildiğimiz anlamdaki kitaplara benziyorlardı. Bu kitapların krallık ailesine özel olarak kaleme alındığı düşünülüyor. Günümüze kadar gelen 4’ü Mayalara ait, 20’den az kitap dışında yazının; gökbilimciler, kütüphaneciler, konutluluk tertip ediciler, haraç kaydolucular, tarihçiler, soybilimciler ve merasim yapıcılar tarafından kullanıldığı düşünülüyor.

Mezoamerika bölgesinde kullanılan yazı sistemini sarih ve kapalı olarak ikiye ayırabiliriz. Sarih sistemde yazıların yanında bazı doğrultu gösterici fotoğraflar ve simgeler kullanılarak herkesin okuması amaçlanmıştır ve Aztekler tarafından kullanılmıştır. Kapalı sistem ise herkes tarafından okunmayacak, günümüz yazı sistemine benzeyen ancak özel bir kesime hitap eden bir yazı sistemidir ve Mayalar tarafından kullanılmıştır. İspanyol koloniciler tarafından yok edildiği için günümüze kadar gelebilen Mezoamerika yazı belirtileri çok azdır.

Yazının değişik cemiyetlerde tarihsel süreci de oldukça esrarengiz:

hindistan, eski yazı

Mezopotamya, Mısır, Çin ve Mezoamerika bölgelerinde yazıya dair en daha önceki belirtilerin olduğundan bahsettik. Ancak yazının tarihsel süreci bu bölgelerle hudutlu değil. Bugünkü Hindistan ve Paskalya Adası’nda da erken yarıyıl yazı kullanıldığı öğreniliyor. İki bölgede de pek çok belirtiye tesadüfülmüş ancak şu an için net bir tarih tanımlanamamıştır. 

Hindistan bölgesinde 5 binden fazla kitabe bulunmuş ve üzerlerinde 400 eşsiz simge bulunmuştur. Kelime ya da harf tabanlı olmadığı düşünülen bu sistem, Sümer ve Mısır yazıları ile eşlik göstermektedir. Paskalya Adası’nda bulunan 30’a yakın ahşap tablet üzerinde 120 esas simge olduğu görülmüştür. Bu simgelerin insan, hayvan ve nebat simgeleri olduğu ve binlerce kişilik uzunluğunda metinler yazmaya uygun bir sistem olduğu görülmüştür.

Yazıyı kim buldu sualinin, insanı tarihin sayfalarında kaybeden cevabını sizinle hisseleştik. Tüm buluş ve bulgular gibi yazı da tek bir cemiyet tarafından bulunmamış, farklı cemiyetlerden aldığı imzaları taşıyarak bugüne kadar gelmiş ve günümüz uygarlığının esasındaki en eforlu taşlardan bir tanesi olmuştur. 

Kaynak: www.webtekno.com
URL: https://www.webtekno.com/yaziyi-kim-buldu-h108176.html

Bir yanıt yazın