Yıl Olmuş 2021, Simülasyon Oynamak İçin ‘Logitech G29’ Alınır mı? [İnceleme]
11 min readSimülatör dünyası her geçen gün gelişmeye devam ederken elbette bu dünyayla tanışan insan sayısı da aynı biçimde çoğalıyor. Sanal civarda muhteşem rekabetleri ve cümbüşlü anları gören ya da yarışmak dışında kendisi ya da dostlarıyla taşıt sürmek isteyen çoğu şahıs, Google’ı açıp ‘direksiyon seti’ aramasını kesinlikle asıllaştırıyor.
Karşımıza pek çok direksiyon seti modeli özellikle maliyeti ‘uygun’ olan direksiyonların çoğu, maalesef yapım kalitesinden yoksun ve sizi bu dünyadan soğutacak bir tecrübe vadediyor. Azıcık araştırma yapan herkesin karşısınaysa başlangıç seviyesi için artık aynı maliyet seviyesinde olan standart seçenekler dökülüyor. Bu seçeneklerden biriyse benim de seçim ettiğim direksiyon seti Logitech G29. Peki, 2015 senesinde piyasaya sürülen bu direksiyon seti nasıl bir tecrübe sunuyor? Artıları ve eksileri neler? Bu soruların yanıtını, kendi tecrübemle sizlere olabildiğince net ve sarih bir biçimde aktaracağım. Natürel uzun uzun okumak istemeyenler için genel bir özet sunmadan geçmeyelim:
Anekdot: Yazı süresince aktardıklarım, direksiyonun Xbox destekli modeli olan G920 için de aynı olacaktır.
Logitech G29 direksiyon seti incelemesi:
Logitech G29’u kim almalı?
Simülatör dünyasıyla ilk kere tanışmak isteyenler ve bu tanışmayı en sorunsuz bir biçimde yapmak isteyenler, PlayStation ve PC sahipleri Xbox sahibiyseniz G920’yi seçim etmelisiniz. İki direksiyon seti de aynı ekipmanı taşıyor, tek fark konsol desteği, Rahat ve sorunsuz bir sürüş tecrübeyi yaşamak isteyenler, Uzun seneler katlanacak bir direksiyon isteyenler.
Artı istikametleri:
900 derece dönme açısı, Malzeme kalitesi, Elinizin klavyeye gitmesini yasaklayacak derecede fazla tuş, Hem yarış vasıtalarını hem klasik vasıtaları garipsettirmeden kullandıran direksiyon tasarımı, Yazılım desteği, Neredeyse her oyunun destek sunması, Üçüncü taraf parçalarla özelleştirilebilir olması, Yeni nesil konsol G29’da PS5, G920’de Xbox Series S/X desteği.
Eksi istikametleri:
Geri tepkiyi dişli sistemiyle iletmesi, Geri tepkinin sesli olması, Geri tepkide ölü alan bulunması, Şahıssel Fren pedalının yumuşaklığı, Maliyeti Genel teknolojik ürün sorunu.
Kendi tecrübem:
Neden Logitech G29’da karar kıldım?
Google’da giriş seviyesi için düzgün bir direksiyon seti arayan herkes, özellikle maliyet konusunda iki seçenekle karşılaşıyor: Logitech G29/G920 ve Thrustmaster T150 Pro Force Feedback. Ben de bu iki seçenekle karşılaştım ve karar vermek için kullanıcılara müracaat ettim. Okuduğum tüm analizler, bana aradaki en büyük farkın direksiyonların force feedback’lerinde, başka bir deyişle taşıtı sürerken titreşimle verdikleri geri tepkide olduğunu gösterdi.
Bunu ele aldığımda elbette Thrustmaster T150 Pro öne geçen seçenek olmuştu. Fakat iki ürünşan resimlerini yan yana getirdiğimde dürüst olmak gerekirse seçimim çoktan emin olmuştu. Thrustmaster, dümdüz, kıvrımsız ve tamamen plastik olan bir tasarım ve küçük pedallar taşırken Logitech G29, ten işlemeli ve daha ‘yakalanır’ gözüken bir direksiyon, daha büyük ve şık pedallar ve elbette daha fazla tuşa konut sahipliği yapıyordu. Force feedback konusunu pek de kafama takmayarak belki de takmalıymışım siparişi verdim.
Bugüne kadar elde ettiğim tecrübe:
Özet geçmek gerekirse direksiyon, uzun seneler süresince bakım yaptığınız takdirde sorun yaratmayacak bir yapıya sahip. Sürüş kısmında direksiyonda ve pedalda yaptığınız her hareket oyuna gecikme olmadan ve yüksek doğrulukta aktarılıyor. Force feedback konusunda makûs yorumlarım olsa da genel olarak özellikle giriş seviyesi için bu direksiyonun çok iyi bir seçim olduğunu söyleyebilirim. Şimdi başlayalım başlık başlık anlatmaya.
Direksiyonun kendisi:
Direksiyon setinin tecrübelerini aktarmaya başlarken, doğrudan simitten başlayarak pedallara kadar ineceğim. Direksiyonun simidindeki ten kaplama, fazlasıyla tatmin edici ve güzel bir tutuş hissiyatı sunuyor, direksiyonun en sevdiğim kısmı da burası. Direksiyon ortasında yer alan 19 ayrı tuş da yarış simülatörlerinden tırlara bir hayli oyunda doğru tuş soymaları yaptığımda klavyeye lüzum dinlemememi sağlıyor.
Direksiyon simidinde ve hakimiyetçide aktarabileceğim tek bir sorun bulunuyor: Resimde gördüğümüz kırmızı minik simit, işlevsel bir tuş. Fakat bu tuş oyunlarda muhteşem bir kullanım sunabilecekken Misal: F1 2020’de ERS ve diferansiyel gibi ayarlar her nedense bunu gerçekten yapamıyor. Simidi her döndürdüğünüzde tuşa basmış gibi bir his alıyor olsanız da tuş, kafasına göre istediği zaman ve açıda çalışıyor. Bu da istediğiniz biçimde bir ayar yapmanızı yasaklıyor. Diğer tuşlardaysa ne fonksiyon ne de hissiyat konusunda hiçbir sorun yaşamadım.
Kulakçıklar:
Logitech G29’un kulakçıkları, direksiyonu yarış yaparken bütün anladığınızda gerçekten hoş bir his sunuyor. Malzeme kalitesi açısından hiçbir olumsuzluğu bulunmayan direksiyonun çubukları da tamamen paslanmaz çelikten yapılmış. Fakat bu çubuklar hakkında aktarabileceğim tek olumsuz şey, rastgele bir mukavemete sahip olmamaları. Çubuklar, bir kulakçık için fazlasıyla yumuşak. Vites artırmaya kalktığınızda somut bir tecrübe yaşamıyorsunuz. Bu gidişatsa direksiyona takılan basit mıknatıslı aparatlarla çözülebiliyor.
Gelelim o kolinin içine:
Logitech G29’un içinde maliyetine göre işini fazlasıyla iyi yapan iki motor bulunuyor. Bu iki motor, direksiyonda bulunan dişli sistemini sarmal hareket ettirerek reyin içindeki hadiseleri hissetmenizi sağlıyor. Fakat tecrübeyi bir nebze makûs yapan şey de bu sistemden doğuyor. Dişli sistemi, doğası gereği akıcı bir tepki sunamıyor. Misalin özellikle yüksek süratte dönüş yaparken direksiyonu çevirmeye çalıştığınızda dişlilerin tek tek geçişini hissedebiliyorsunuz.
Aynı biçimde yeniden dişli sisteminden kaynaklı olarak değişik bir sorun daha bulunuyor. Direksiyonda geri tepkiyi hissetmenizi yasaklayan, o anki pozisyonda hem sağa hem sola denk bir biçimde yayılan bir ‘ölü alan’ bulunuyor. Bu alan sadece birkaç milimetre de olsa hassas bir biçimde direksiyon çevirmeye çalıştığınızda size hiçbir direnç göstermediğinden aniden direnç gösteren noktaya geçtiğinizde tecrübenizi olumsuz etkileyebiliyor.
Force feedback kaynaklı bir diğer şikâyet konusuysa makinenin çıkardığı ses. Klasik bir pistte sürerken kerb’lerden geçtiğiniz zaman şayet force feedback, oyunda sonuna kadar açılmış durumdaysa komşularınız konutunuzda kırıcı delgi çalıştırdığınızı sanabilir. Force feedback sonuna kadar açılı değilken de direksiyonu kullanmanız, gece saatlerinde sıkıntı yaratabilir.
Bu söylediklerimden Logitech G29’un force feedback kalitesinin yerlerde olduğunu algılayabilirsiniz. Fakat gidişat bütün olarak bu değil. Direksiyon, genel anlamda iyi bir tecrübe sunuyor. Otomobilin döndüğünü, kaydığını, viraja süratli girdiğinizi ve düz olmayan bir tabanda olduğunuzu gayet iyi hissedebiliyorsunuz. Yeniden de force feedback’e fazlasıyla önemseyecek birisiyseniz, bu mevzuda setin en büyük rakibini, Thrustmaster T150 Pro’yu seçim edebilirsiniz. Thrustmaster, Logitech’deri değişik olarak daha hassas ve sessiz çalışan kayış sistemiyle force feedback tecrübeyi sunuyor.
Pedallar:
Logitech G29, bugün 50 bin TL’ye kadar satın alabileceğiniz otomobillerin çoğundan daha iyi bir pedal malzemesine sahip. Pedalların suratları ve gövdeleri de tıpkı kulakçıklar gibi paslanmaz çelikten yapılmış. Gaz pedalı yumuşak ve hoş bir tecrübe sunarken debriyaj, hafif ve yerinde bir dirençle kendisini gaz pedalından ayırıyor.
Fakat iş fren pedalına gelince debriyaj ve gazın kendi alanında sunduğu tecrübenin kalitesini bulamıyorum. Diğer iki pedal olması gerektiği gibiyken fren pedalı bütün olarak öyle değil. Pedal, bir noktaya kadar hemen hemen debriyajla aynı yumuşaklığa sahip. Bu yumuşaklığın ardından basit plastik bir parçanın yay mekanizmasına eklenmesiyle oluşturulan fazla suni bir sertlik bulunuyor. İkisi arasındaki geçiş de tecrübeyi makûs etkileyebiliyor.
Logitech, fren pedalında asıl otomobillerde olduğu gibi giderek sertleşen bir direnç sunmak istemiş. Fakat bunu yansıtmayı muvaffak olamamış. Sert kısma kadar olan fren mesafesi, oyunlarda %70-80 frenleme olarak yansıyor, sert kısımda fren %100’e tırmanıyor. Yumuşak kısım, yumuşak fren yapmak istediğinizde ayaklarınızı çok hassas kullanmanızı gerektiriyor. Öte yandan sert fren yapmak istediğimde ilk başta hissettiğim yumuşaklığı saymazsam, plastik parça sayesinde en azından frene gerçekten bastırdığınızı hissedebiliyorsunuz. Yumuşak kısım, ilk başta çok canımı sıkmış olsa da kullandıkça alıştım.
Üçüncü taraf modifiyeler:
Logitech G29’un en hoş yanlarından birisi de her istikametiyle özelleştirilebiliyor olması. Direksiyon simidini GT, F1 vs. vasıtaların simitleriyle değiştirmek isterseniz, internette pek çok satıcıdan alabileceğiniz modeller mevcut ve birkaç vidayı çıkarıp yine yerine takarak simidi değiştirebiliyorsunuz. Aynı biçimde fren pedallarını içinde bulundukları plastik kasadan çıkararak hazır pedal platformlarına ya da kendi oluşturduğunuz bir platforma yerleştirebiliyorsunuz. Az evvel bahsettiğim hakikatçi olmayan fren hissi sorununu da fren yayını değiştirerek halledebiliyorsunuz. Bunu ben de en kısa süre içinde yapmayı tasarlıyorum.
Bakımını yaptığınız sürece kullanım en iyi seviyede oluyor:
Logitech G29’un bakım gerektirdiğini usunuzun bir köşesine yazmanız gerekiyor. Ben, her birkaç ayda bir direksiyonun içini açarak dişli sistemini yine gres yağıyla yağlıyor, pedalların devrelerini de kontakt spreyle arınıyorum. Aynı biçimde benim gibi G29 Shifter da satın aldıysanız, içini açarak genel bir paklik yapmanızda fayda var. Tüm bu süreç maksimum 90 dakika sürüyor. Bakım yapmadığınız takdirdeyse pedalların zaman zaman yanlış tepkiler verdiğini görebilir, direksiyonun da akıcı bir tecrübe sunmadığını net bir biçimde görebilirsiniz.
Thrustmaster yerine G29 seçim etmenizi sağlayacak bir neden:
Bir direksiyon setinin tecrübesini artırmak için en büyük takviyecilerden birisi de vites kolileri. Hem Logitech G29 hem de Thrustmaster T150 Pro, aynı kutu içinde vites kutusuna konut sahipliği yapmıyor. Fakat iki marka ve model arasındaki en büyük farklardan biri de burada doğuyor. Logitech’in G29 Shifter vites kutusu, günümüzde 650 – 750 TL aralığında satın alınabiliyor. Thrustmaster T150 Pro’ya geçimli olan TH8A vites kutusuysa neredeyse direksiyonun kendisi kadar pahalı. Thrustmaster vitese sahip olmak için takribî 3.000 TL’yi daha cebinizden çıkarmanız gerekiyor.
Merak edenler için G29 Shifter hakkında:
Logitech G29’la beraber G29 Shifter vites kutusunu da satın almayı seçim ettim. Vites kutusu, zaman zaman bahsettiğim bakımsızlık sebebi dışında hiçbir sorun yaşatmadı. Viteslerin yanlış geçtiğini gördüğümde içini açıyor ve arınıp yine takıyorum; her şey tıkır tıkır çalışıyor. Vites kutusunun genel hissiyatı da gayet yerinde G29 Shifter’da zorlayarak şikâyet edebileceğim tek konuysa bir evvelki model olan G27’deki tuşlardan yoksunluğu. Be Logitech, ne olurdu G29 Shifter’a da aynı tuşları koysaydın?
Logitech G29 ya da G920 alınır mı?
Simülatör dünyasına atılmak isteyen ve bahsettiğim sorunlardan etkilenmeyecek özellikle rakibindeki force feedback avantajına karşın herkes, Logitech G29’u satın alabilir. Fakat şunu söylemek gerekiyor ki yurt dışında ‘giriş seviyesi, maliyet/performans’ olarak betimlenen direksiyon seti ve rakip direksiyon setleri, kesinlikle bu maliyetleri hak etmiyor yazıyı yazdığım an itibariyle G29 Shifter olmadan en ucuz 3.599 TL. Ancak maliyeti bir kenara vazgeçip sadece seviyeye bakarsak, G29 kendi sınıfında oldukça iyi bir seçenek. PlayStation 5 ve Xbox Series S/X G920 desteklerinin sunuluyor olması da bu direksiyonların daha fazla ömre sahip olduğunu gösteriyor.
Logitech G29 hakkında merak ettiğiniz veya bahsetmeyi unuttuğumu düşündüğünüz şeyler varsa, yorumlarda belirtebilirsiniz.
Şayet Logitech G29 direksiyon seti almayı düşünüyorsanız alttan ulaşabilirsiniz:
Amazon GittiGidiyor n11
Kaynak: www.webtekno.com
URL: https://www.webtekno.com/logitech-g29-direksiyon-seti-inceleme-h109443.html